Leş Ligası veya Arnavut Ligi (Arnavutça: Lidhja Arbërore) olarak da bilinen Leş Birliği (Arnavutça: Lidhja e Lezhës), Arnavut soylular tarafından 2 Mart 1444'te Leş'te kurulan askeri ve diplomatik bir birlikti. İskender Bey ve çeşitli Arnavut soylularının ve şeflerinin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı birleşmesi ile oluşan bu birlik Arnavutların tarihlerindeki ilk birleşik devleti olmuştur.[1] Leş Birliği'nin lideri olan İskender Bey, birliğin lideri olduğu süre boyunca hep "DominusAlbaniae" (Arnavutça: Zot i Arbërisë) yani "Arnavutların Birliğinin Şefi" unvanını kullanmıştır.[2][3]
Kastriotiler, Arianitiler, Zaharialar, Muzakalar, Spaniler, Thopialar, Balşalar, Crnojeviçler ve Kastriotiler ile evlilik yolu bağlanmış muhtelif aileler Leş Birliği'ne katılım gösterdi. Birliğe üye olan aileler kendi mülklerindeki iç işlerden sorumlu olurken birliğe asker ve para yollamak konusunda da yükümlülerdi. Birliğin kurulmasından bir süre sonra Balşalar ve Crnojeviçler birlikten ayrıldı ve bu olay 1447-48 arasında süregelen Arnavut-Venedik Savaşı'na sebebiyet verdi. Savaşı bitirmek üzere 4 Ekim 1448'te imzalanan antlaşma prensliklerin dış işlerinde birlik göstererek Leş Birliği olarak imzaladıkları ilk antlaşmadır.[4] Zamanın önemli tarihçilerinden Marin Barleti, birlikten generalis concilium veya universum concilium ("genel konsey" veya "tüm konsey") olarak behsetmiş olsa da daha sonraları tarihçiler birliğe "Leş Birliği" ismini vermiştir.[5]
Sırp İmparatoruStefan Duşan'ın ölümünün ardından imparatorluk dağıldı ve Arnavutlar da kendi bölgelerinde kendi yönetimlerini tesis ettiler. Her soylunun kendi topraklarında bağımsız hareket ettiği ve sürekli aralarında savaştığı bir yapı haline gelen Arnavutluk toprakları, Osmanlıları için kolay bir hedef haline geldi. Türkler ile Arnavutlar arasındaki ilk savaş ise Zeta LorduII. Balşa ve Türklerden yardım isteyen Karl Thopia arasında gerçekleşti. Taraflar arasında 18 Eylül 1385'te gerçekleşen Savra Muharebesi'nde Arnavutlar bozguna uğrarken II. Balşa'da öldürüldü.[6][7]
15. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı'nın Balkanlardaki ilerleyişinin karşısında yerel Hristiyan soylular haricinde elle tutulur bir direnç bulunmuyordu. Bu soyluların da çoğu Osmanlı ilerleyişini görmezden gelerek kendi aralarında savaşıyordu. Öyle ki I. Bayezid'in ölümünün ardından gelen Fetret Devri boyunca bu soylulardan herhangi birinin Osmanlı mülküne saldırması bir tarafa dursun Mehmed Çelebi'nin kardeşine karşı gerçekleştirdiği ve iç savaşa son verecek muharebede Bulgar, Sırp ve Macar kuvvetleri Mehmed Çelebi'nin yanında saf tuttu.[8] Fetret Devri sona erdikten sonra Çelebi Mehmed, Arnavut topraklarına çeşitli seferler düzenleyip 1415'te Thopialardan Akçahisar'ı, 1417'de Muzakalardan Berat'ı ve III. Balşa'nın dul karısından Avlonya ve Kanina'yı, 1418'de ise ZenevisilerdenErgiri'yi aldı. Batıdan gelen Venedik ve doğudan gelen Osmanlı baskısı ile Arnavut prenslikleri bocaladı ve güçten düştü.[9]
Kasım 1443'te İskender Bey, Türklere karşı isyan bayrağını çekerek Akçahisar'ı fethetti.[10]
Kuruluş toplantısı esnasında Venedik'ten gelen temsilciler de mevcuttu.[14] Askeri ittifaka[15][sayfa belirt] dahil olan lordlar, birliğe asker ve para yardımı yapacakları üzerine ant içtiler.[14] Birliğin kurulmasının ardından liderleri İskender Bey kendini "Arnavutların Birliğinin Şefi" ilan etti."[14][16] Böylelikle İskender Bey, birliğin lideri ve 8,000 kişilik askeri birliğinin başkomutanı oldu.[17][18] Birliğin lideri İskender Bey olsa da birliğin üye soylularının mülklerindeki iç işlerine karışma hakkı olmadığı gibi soylular ve İskender arasındaki ilişki Primus inter pares (Eşitler arasında birinci) ilkesine dayalıydı.[19][20]Marin Barleti, birlikten generalis concilium veya universum concilium ("genel konsey" veya "tüm konsey") olarak behsetmiş olsa da daha sonraları tarihçiler birliğe "Leş Birliği" ismini vermiştir.[5]
Birlik Venedik Cumhuriyeti himayesinde kurulup örgütlendi.[21] Daha sonra ise Aragon Kralı V. Alfonso'nın himayesine dahil oldu ve İskender Bey Kaptan General[22] unvanı ile birliğin başına atandı.
İskender'in Osmanlılara karşı kazandığı ilk büyük savaş olan Torvioll Muharebesi'nin haberleri Hristiyan dünyada Türklere karşı alınmış bir zafer olması dolayısıyla hızla yayıldı. İki yıl sonra birleşik Arnavut güçleri Türkleri tekrar yenilgiye uğrattı. 14 Mayıs 1450'de Osmanlılar, bir sene sürüp başarısızlıkla sonuçlanan Alacahisar Kuşatması'nı başlattı. 1451'e gelindiğinde İskender Bey, Napoli Krallığı ile müttefiklik kursa da Arnavutlar burdan herhangi bir yardım alamadı. 1452'de ise Türkler Mokra ve Meçadi'de tekrar yenilgiye uğratıldı. Konstantinapolis'in düşünün ardından Arnavutlar; Napoli, Venedik ve Papa'dan finansal yardımlar almaya başladı. İskender, 1462'ye kadar Osmanlıların üzerlerine yolladığı her orduyu zorlanmadan püskürtmeyi başardı. İskender, Osmanlı'yı ne kadar yenilgiye uğratsa da ertesi yıl Fatih üzerine hiç zorlanmadan yeni bir ordu yolluydu. Sadece 1460-63 arasında ateşkesler ile savaş duraksadı. 1462'ye gelindiğinde ise İskender, Osmanlı'nın elindeki önemli bir kent olan Ohri'yi ele geçirdi.
Türkler 1466'de 2. defa Alacahisar'ı kuşatsa da yine başarılı olamadı ancak bu sefer İşkomi vadisinin güneyine Elbasan'ı kurup seferlerini bu kale üzerinden düzenlemeye başladı. Ardından gelen 1467'deki 3. Alacahisar Kuşatması yine başarısızlıkla sonuçlandı.
1468'de İskender Bey, aktif durumdaki 10,000 kişilik birliği ile Türklere direnmeye çalışıyordu. Aynı zamanda Macaristan ve Napoli'den aldığı mail destekler de finansal açıdan dar boğaza girilmesini engelliyordu. Ancak 1468'de İskender Bey ölünce Leş Birliği dağıldı. Birlik dağılsa da Venediklilerle dostane ilişkileri olan kuzeydeki Arnavutlar, Türklere karşı savaşmaya devam etti. 1479'da İşkodra'nın Osmanlı'nın eline geçmesi ile Arnavut direnişi sona erdi ve tüm Arnavut mülkü Türk toprağı oldu.[26]
Ayrıca 1447-48 arasında bir savaş meydana geldi. Savaş kısa sürüp İskender Bey ve Nicholas Dukagjini tarafından imzalanan barış antlaşması ile Arnavutlar Dagnum'da dahil topraklarını ellerinde tutarken Venedikliler yıllık 1,400 duka haraç ödemeyi ve bazı Arnavut prensliklerine ticari ayrıcalıklar vermeyi kabul etti.[26]
Dağılışı ve sonrası
Paolo Veronese'nin 1478'de çizdiği İşkodra Kuşatması tablosu
İttifak birbirine güven duyan ailelerden ziyade dış bir tehditten dolayı birleşmiş prensliklerden oluşuyordu.[27] Bu yüzdendir ki tam dağılış tarihi belli olmasa da Leş Birliği kuruluşunun üzerinden fazla bir süre geçmeden dağıldı. 1450'ye gelindiğinde ittifak halihazırda paramparça olmuş ve İskender Bey'in yanında birlikte saf tutan sadece Arianitiler kalmıştı. Bazı üyeler birliğin bir parçası olmayı kendi menfaatlerine tercih ettiler. Öyle ki Osmanlı saldırılarına savuşturmak için kurulan birliğin bazı üyeleri Türklerin safına geçti.[28]Peter Spani ve Gjergj Dushmani'nin birlikten ayrılmasının ardından[29] 1450'de de Arianitiler ve Dukagjiniler birlikten ayrıldı. Hatta Dukagjiniler, İskender'e karşı komplolar kurdu.[30]
1443-68 arasında 25 yıl boyunca İskender Bey yaklaşık 10,000 askeri ile kendisinden her açıdan daha güçlü olan Osmanlı'ya karşı koyabilmişti.[31] Ordusu kendileri de Osmanlı tehdidi ile yüzleşince daha önceden düşmanları olan Macaristan, Napoli ve Venedik tarafından desteklendi.[32] İskender Bey'in 1468'deki ölümünün ardından Arnavut direnişi son buldu.[33]
Leş Birliği'nin temelleri aslında bir Arnavut devletine dayanıyordu.[34] Birliğin kuruluşu ile Arnavutluk ilk defa bir Arnavut liderin komutasında birleşmiş oldu.[35] Bazı tarihçiler bu birliği bağımsız bir Arnavut devleti olarak atfeder.[36] Bazıları ise bu birliğin sadece askeri bir birlik olduğunu, siyasi bir bütünlük teşkil etmeyip bir devlet olmadığını savunur.[4] Ancak öyle ya da böyle Leş Birliği, Arrnavutları bir çatı altında toplamıştır.[37]
Kaynakça
^Babinger, Franz (1992). Mehmed the Conqueror and His Time. Princeton University Press. s. 54. ISBN0-691-01078-1. 18 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. ... a solid military alliance was concluded among all the Albanian chieftains along the Adriatic coast from southern Epirus to the Bosnian border.
^Frazee, Charles A. (22 Haziran 2006). Catholics and Sultans: The Church and the Ottoman Empire 1453–1923. Cambridge University Press. s. 33.
^Ednan Aslan; Ranja Ebrahim; Marcia Hermansen (2016). Islam, Religions, and Pluralism in Europe. Springer. s. 237.
Nikola und Paul Dukagjin, Leka Zaharia von Dagno, Peter Span, Herr der Berge hinter Drivasto, Georg Strez Balsha sowie Johann und Gojko Balsha, die sich zwischen Kruja und Alessio festgesetzt hatten, die Dushman von Klein-Polatum sowie Stefan (Stefanica) Crnojevic, der Herr der Oberzeta
Even this was loose association of the territorial lords who felt free to go their own way if they so choose. The League functioned only in military domain, never as government, although it did provide the first rudiments of Albanian unity.
Scanderbeg too kept his domain. As president of the League he was merely primus inter pares. He had no right to interfere with the affairs of the domains of other nobles.
^Österreichische Osthefte. Österreichisches Ost- und Südosteuropa-Institut. 2003. s. 123. 1 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2013. Skanderbeg, der scheinbar dabei war, seine Rolle als primus inter pares zu verlassen und sich zum Herren des ganzen nichtosmanischen Albanien zu machen, stieß auf zunehmenden Widerstand.
^Stavro Skendi (1980). Balkan Cultural Studies. East European Monographs. ISBN978-0-914710-66-0. 1 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. With this network of treaties, the League of Alessio was placed under King Alphonse V, with Skenderbeg as Captain General.78 When Musachi Thopia was apparently reluctant to collaborate with Skenderbeg, the King of Naples reminded him ...
^Bozbora, Nuray (2002), Shqipëria dhe nacionalizmi shqiptar në Perandorinë Osmane, Shqipëria: Tirana, s. 79, 20 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 25 Eylül 2012, Por të pafuqishëm për t'i bërë ballë fuqisë së Skënderbeut, si rrugëdalje ata gjetën shkëputjen nga Lidhja. Të parët që ndërmorën një veprim të tillë ishin Pjetër Spani dhe Gjergj Dushmani.
^Peter F. Sugar (2012) [1st pub. 1977]. Southeastern Europe under Ottoman Rule, 1354–1804. University of Washington Press. s. 67.
^John Van Antwerp Fine (1994). The Late Medieval Balkans: A Critical Survey from the Late Twelfth Century to the Ottoman Conquest. University of Michigan Press. s. 557.
Setton, Kenneth M. (1976), The papacy and the Levant, 1204-1571: The thirteenth and fourteenth centuries, American Philosophical Society, ISBN978-0-87169-127-9