Türkiye-Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilişkileri
Türkiye-Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilişkileri, Türkiye Cumhurieti ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin ikinci büyük ülkesi olan Ukrayna SSC arasındaki diplomatik ilişkiler idi. TarihçeUkrayna SSC öncesiÇarlık döneminde, henüz I. Dünya Savaşı başlamadan Ukrayna'da Rusya'ya karşı artan bağımsızlık isteği ile Ukrayna Kurtuluşu Birliği kurulmuştu. 1914 yılından itibaren yapılandırdığı birçok şubeden birini de İstanbul'da açmasıyla Türkiye, Ukrayna ile tekrar birebir ilişki kurulmuştur.[1] 1917 yılında Bolşevik İhtilaliyle başlayan Brest Litovsk Müzakereleri döneminde ilk ilişkiler kurulmuştur. Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin 25 Ocak 1918 tarihinde ilan edilmesinden[2] sonra, Türkiye Ukrasyna'nın egemenliğini tanıdığını resmî olarak tanıdığını ilan eden ilk ülkelerden biridir. Ahmet Muhtar (Cilli) Bey Ukrayna'nın o zamanki başkenti Harkiv'a büyükelçi olarak ve Ahmet Ferit (Tek) Bey ise Kiev'e konsolos olarak atandılar.[3] Ukrayna ise, Kiev Toprak İdaresi Organizasyonu eski Başkanı M. Sukovkin'i İlk Olağanüstü Büyükelçi ve Türkiye'ye tam yetkili bakan olarak atanmış ve İstanbul'a gönderilmiştır. Daha sonra Ukraynalı önemli siyasetçi ve bilim insanı Olaksander Lotockyi (1870-1939) görevi devralmış ve Nisan 1919 ile Mart 1920 arasında görev yapmıştır. Lotockyi bu erken tarihlerde, üstelik İstanbul'da görev yapmasına rağmen, raporlarında ve daha sonra kaleme aldığı anılarında Mustafa Kemal (Atatürk) Paşa'nın niteliklerini övmüş, onun liderliğindeki Anadolu hareketinin önemini vurgulamıştır. İki siyasetçi, Lotockyi'nin İstanbul'daki Ukrayna Büyükelçilik binasında Sukovkin'den görevi devralırken Mustafa Kemal'in de törende bulunması nedeniyle tanışmışlardır.[4] Bu ilk tanışmadaki olumlu başlangıç, Mustafa Kemal'in cumhurbaşkanlığı döneminde ideolojik farklılıklara rağmen, Ankara hükûmetleri her zaman Ukrayna SSC ile diplomatik ilişkilerde olumlu tavır almışlardır.[5] Osmanlı Devleti ve Ukrayna arasında 9 Şubat 1918 yılında bir barış antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla Ukrayna'nın bağımsızlığı da tanınmıştır.[1] Bu dönemden sonra ikili ilişkiler dostane bir seyir izlemiştir. İki devlet arasında savaş dönemi boyunca esir edilen asker ve sivillerin geri verilmesi için 12 Şubat 1918 ve daha sonra 17 Eylül 1921 tarihlerinde antlaşmalar imzalanmıştır. Bundan sonra diplomatik ilişkiler yoğunluk kazanmış ve karşılıklı olarak Türk-Ukrayna elçilik heyetleri gönderilmiştir. Yapılan ticari antlaşmalarla her iki taraf ticari haklar kazanmış ve ortak ticari faaliyetlerde bulunmuşlardır.[1] Ukrayna SSC'nin kurulmasından sonraDiğer yandan, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması ile, Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti ile (Türkiye) Büyük Millet Meclisi Hükûmeti arasında barış, hattâ yardımlaşmaya varan bir dostluk dönemi başlamıştı. Ardından Ekim 1921 tarihinde imzalanan Kars Antlaşması ile Türkiye'nin doğu bölgesindeki günümüzdeki sınırlar çizilmişti.[6] Bu ortamda SSCB içindeki ikinci önemdeki Ukrayna SSC'nin de Ankara Hükûmeti ile ilişkisini arttırmasının şartları oluşmuştu. O dönemde Ukrayna SSC, dışişlerinde bağımsız politika izleyebiliyordu. Ukrayna SSC ile resmi ilişkilerin başlangıcını Ukrayna Bolşevik Partisi Merkez Komite delegelerinden ve SSCB Merkez Komitesi üyesi Mihail Vasilyeviç Frunze'nin ve 40 kişilik bir heyetinin 26 Kasım 1921 tarihinde başlayan Türkiye ziyareti oluşturmuştur. Heyet önce deniz yoluyla Trabzon'a gelir ve birkaç gün burada kalır.[7][8] Aralık ayında Ankara'ya gelinir. 25 Aralık günü TBMM heyetiyle bir araya gelirler ve Ukrayna-Türkiye konferansı başlar. Dostluk havası içinde geçen konferans, 2 Ocak 1922 tarihinde Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Türkiye arasında, Türkiye-Ukrayna Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlanmıştır.[9][10] Antlaşmayı Ankara Hükûmeti adına Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal (Tengirşenk), Ukrayna SSC adına daha önce Ukrayna'nın Ankara büyükelçiliği de yapmış olan Mihail Frunze imzaladı. Antlaşmanın maddeleri arasında, iki devletin karşılıklı olarak birbirini tanıması, Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin katıldığı konferansta Karadeniz’in ve içine dökülen nehirlerin uluslararası statüsünün belirlenmesi, Karadeniz ülkelerinin onayı olmadan İstanbul ve Çanakkale boğazlarında özel bir rejimin uygulanmaması, diplomatik ilişkilerin kurulması bulunuyordu.[11] Antlaşma, 16 Mart tarihinde Büyük Millet Meclisince, 23 Mart tarihinde de Tüm Ukraynalı Merkezi Yürütme Komitesi (VUTSIK) tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.[5][10] Antlaşma ile yeni bir boyut kazanmış olan ilişkiler, Mayıs 1922'deki ticaret antlaşması ile daha da güçlenmiştir.[1] Türk Kurtuluş Savaşı TBMM Hükûmeti'nin zaferiyle sona erip Türkiye Cumhuriyet rejime geçtikten sonra da iki ülke arasında olumlu gelişmeler devam etti. II. Dünya Savaşı sırasında tarafsız kalan Türkiye ile savaşın içinde olan Ukrayna SSC arasında sınırlı ilişkiler olmuştur. İlişkilerin bozulmasıII. Dünya Savaşı sonlarına doğru Sovyetler Birliği'nin Türkiye üzerindeki toprak iddiaları, Ukrayna ile ilişkilerde de ciddi bir olumsuzluk getirdi. Sovyet hükûmeti Türk hükûmetine, Sovyet nakliye gemilerinin Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan Türk Boğazları'ndan serbestçe geçebilmesi için baskı yapmaya başlayınca, Türk hükûmetinin, Sovyetler Birliği'nin taleplerini reddetmesi, bölgedeki tansiyonu arttırarak krizi bir güç gösterisine dönüştürdü.[12] Bu olay, daha sonra Truman Doktrini'nin ortaya çıkmasına belirleyici bir faktör olmuştur.[13] Bu kriz Türkiye'nin yüzünü tamamen Batı'ya, yani Amerika Birleşik Devletleri ve NATO'ya döndürmesine neden oldu. Türkiye, 1952'de NATO'ya üye olup, Kore Savaşı ve Soğuk Savaş'ta Sovyetler Birliği ile farklı cephelerde yer alınca, Ukrayna SSC ile de Türkiye'nin ilişkilerinin uzun yıllar boyunca soğuk seyretmesine neden oldu. Ticaretin gelişmesi1980'ler Turgut Özal'ın inisiyatifiyle başlatılan ticari ilişkilerdeki ve dolayısıyla dış ticaret hacmindeki artış, Soğuk Savaş henüz sona ermeden ikili ilişkilerde yumuşamaya neden oldu. SSCB Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov'un Glasnost ve Perestroyka politikaları da ilişkilerdeki bu iyileşmeyi destekliyordu. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıSovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında Ukrayna'daki rejim değişikliği ile kurulan yeni Ukrayna devletini de (16 Aralık 1991 tarihinde) ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye Cumhuriyeti olmuş ve ikili ilişkiler olumlu seyretmiştir.[14] Temeli 1920'lerde atılan ilişkilerin bu döneminde, her iki tarafın da başta ticaret olmak üzere ikili ilişkileri geliştirme isteği ve iradesi artmıştır. 3 Aralık 1993 tarihinde onaylandıktan sonra, 3919 numaralı kanunun 8 Aralık 1993 tarihindeki 21782 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmasıyla yürürlüğe giren "Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşması" ikili ilişkileri olumlu seyrini pekiştirmiştir.[15] Ayrıca bakınızKaynakça
Information related to Türkiye-Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilişkileri |