Türkiye'nin ulusal sembolleri
Türkiye'nin ulusal sembolleri, Türkiye ve dünyadaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını temsil etmek için kullanılan sembollerdir. BayrakTürk bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal ve resmî bayrağıdır.[1] Al zemin üzerine beyaz ay yıldızdan oluşmaktadır. Ay yıldızlı bayrak ilk olarak 1844 yılında Abdülmecid dönemindeki Tanzimat sürecinde kabul edilmiş, Cumhuriyet döneminde ise 29 Mayıs 1936'da 2994 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı olarak kanunlaşmıştır. 22 Eylül 1983'te 2893 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu ile bayrak ölçütleri belirlenmiş ve bayrak günümüzdeki hâlini almıştır. Kanunlarca resmî bir anlamı belirtilmeyen bayrağın, efsaneye göre al rengi kan kırmızısıdır ve şehitlerin dökülen kanlarını temsil eder. Gece yarısı bu kanların üzerine yansıyan hilâl biçimindeki ay ve bir yıldızla beraber Türk bayrağının görüntüsü oluşmuştur. Bu efsanenin 1389 yılında meydana gelen I. Kosova Muharebesi'nde gerçekleştiği söylenmektedir.[2] Savaş BayrağıSancak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin onur ve şeref timsali olan, atlas kumaştan yapılmış ve tek bir ölçüde üretilen, üzerinde altın yıldızla temsil ettiği silahlı kuvvetler birliğinin adı yazılmış olan (alay ve tugay eşiti birlikler) Türk bayrağı'dır ve savaş esnasında kullanılmaktadır fakat savaş ilanından önce bayraklar ters çevirilmektedir. Millî MarşTürkiye'nin millî marşı olan İstiklâl Marşı, Anadolu'da süren Türk Kurtuluş Savaşı sırasında şair Mehmet Âkif Ersoy tarafından yazılmıştır. Şair, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, Hakk'a, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.[3] TarihçeMaarif Vekaleti, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin millî bir ruh içerisinde kazanılması imkânını sağlamak amacıyla 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiştir. Vekalet, yarışmaya katılan 724 şiir arasından millî marş olabilecek hiçbir şiir bulamamıştır. Bu sebeple yarışmaya "Milletin başarılarının para ile övülemeyeceğini" düşündüğü için katılmayan Mehmet Âkif,[4] Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey'in 5 Şubat 1921 tarihinde kendisine yazdığı davet mektubundan sonra fikrini değiştirerek Ankara'daki Taceddin Dergâhı'ndaki odasında, Türk ordusuna hitap ettiği şiiri kaleme almış ve vekalete teslim etmiştir.[5] Hamdullah Suphi Bey, Âkif'in şiirinin önce cephede asker arasında okunmasına karar verdi ve şiiri Batı Cephesi Komutanlığına gönderdi. Gönderilen bu şiir askerler arasında büyük bir beğeni almıştır.[6] Ön elemeyi geçen yedi şiir, 12 Mart 1921'de Mustafa Kemal'in başkanlığını yaptığı Meclis oturumunda tartışmaya açıldı.[4] Mehmet Âkif'in şiiri, Meclis kürsüsünde Hamdullah Suphi Bey tarafından okundu.[7][8][9] Şiir okunduğunda milletvekilleri büyük bir heyecana kapıldı ve diğer şiirlerin okunmasına gerek görülmedi.[4] Bazı mebusların itirazlarına rağmen Mehmet Akif'in şiiri coşkulu alkışlarla kabul edildi.[5] Mehmet Âkif, kazandığı beş yüz liralık ödülü ise yoksul kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulan Darülmesai'ye bağışladı.[5] Süren savaş sebebiyle şiirin bestelenmesi iki yıl ertelenmiştir. 12 Şubat 1923 tarihinde ise İstanbul Maarif Müdürlüğü'ne beste yarışması açma görevi verilmiştir.[10] Açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmıştır. Ancak ülkenin içinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle sonucu belirleyecek bir değerlendirme yapılamamıştır. Bu nedenle güfte, ülkenin çeşitli yerlerinde farklı bestelerle okunmaya başlandı; Edirne'de Ahmet Yekta Bey'in, İzmir'de İsmail Zühtü Bey’in, Ankara'da Osman Zeki Bey'in, İstanbul'da Ali Rıfat Bey ve Zati Bey'in besteleri.[6] 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir.[11] Bu beste 1930 yılına kadar çalınmış ve 1930'da değiştirilerek dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı günümüzdeki beste yürürlüğe konmuştur. Toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. 2013 yılında marşın bestesine okunma zorluğunu gidermek amacıyla çeşitli teknik düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.[12] Bu düzenlemeler sonucunda ortaya 2 versiyon çıkmıştır. Birinci versiyon gençlerin ve toplu grupların söylemesi için hazırlanmışken, ikinci versiyon ise ulusal ve uluslararası resmi üst düzey tören etkinliklerinde kullanılır.[13] ArmaTürkiye'nin resmî bir arması bulunmamaktadır. Bunun yerine, armanın gerektiği yerlerde de facto olarak (Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı, Türk pasaportu vb.) zemini olmayan kırmızı ay yıldız kullanılmaktadır. 1922 yılında saltanatın kaldırılmasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu armasının kullanımı sona ermiş, 1925 yılında Maarif Vekaleti, yeni bir devlet armasının belirlenmesi için bir yarışma düzenlemiştir. Yarışmayı ressam Namık İsmail kazanmıştır.[14][15] Ancak bu arma resmî olarak hiçbir zaman kanunlaşmamış ve kullanılmamıştır. 2014 yılının Ağustos ayında iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Şanlıurfa Milletvekili Zeynep Karahan Uslu, resmî olarak yeni bir armanın tasarlanması için 30 Milletvekiliyle birlikte "Türkiye Cumhuriyeti Devleti Resmî Armasının Belirlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nı partisinin Grup Başkanlığına sunmuştur. Cumhurbaşkanlığı ForsuTürkiye Cumhurbaşkanlığı Forsu, ulusal ve uluslararası alanlarda Türkiye'yi ve Türkiye cumhurbaşkanını temsil etmektedir. Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı armasının birleşiminden oluşmaktadır. Fors, cumhurbaşkanının ikametgâhında ve ziyareti süresince bulunduğu yerlerde bayrak direğine çekilir, gece gündüz çekili kalır. Makam odasında ise çalışma masasının sol gerisine konur, içerisinde bulunduğu arabanın sol önünde ay yıldız bulunan kromajlı direğe çekilir.[16] Fors üzerinde bulunan arma, altın sarısı renkteki 16 ışınlı güneş ve güneşin çevresindeki 16 yıldızdan oluşmaktadır. Armanın anlamı hakkında iki farklı yorum vardır. İlk yoruma göre armanın ortasında yer alan güneş Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." sözünü[17] destekler nitelikte sonsuzluğu ve Türkiye'yi, 16 yıldız ise tarih boyunca kurulan 16 büyük Türk devletini sembolize etmektedir.[18] Kültürel olan sembollerMillî renklerTürkiye'nin ulusal renkleri bayrağında bulunan kırmızı ve beyazdır. Ayrıca Türk kültürünün bir parçası olan turkuaz rengi de Türkiye'nin renklerinden sayılmaktadır. Bu üç renk, günümüzde çeşitli alanlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Millî çiçekAnavatanı Pamir, Hindukuş ve Tanrı Dağları olan lale,[19] Türkler'in Orta Asya'dan göçmeleriyle birlikte ilk kez Anadolu'ya getirilmiştir. Millî hayvanTürk tarihi boyunca bozkurt kutsal ve millî hayvan olarak kabul görmüştür. Bozkurt'un kutsal sayılmasının ve Türklerin ulusal sembolü olmasının en önemli nedeni, Türklerin bir bozkurdun soyundan geldiklerine inanmalarıdır. Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür. Atatürk tarafından da ulusal sembol ilan edilmiş ve birçok yerde kullanılmıştır. Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türk parası üzerine bozkurt resimleri basılmıştır. Kaynakça
Information related to Türkiye'nin ulusal sembolleri |