Kabine savaşlarıKabine savaşları, Vestfalya Barışı'ndan Fransız Devrimi'ne kadar mutlakiyetçilik çağını tanımlayan Avrupa'daki bir savaş türüdür. Savaşların sınırlı bir amacı vardı ve mümkün olduğunca insanları ve mülkleri korumayı amaçladı.[1] Savaşların amacı, insanların ve mülklerinin tamamen korunmasıydı.[2] KarakteriKabine savaşı, aşağıdaki özelliklerden birkaçı ile karakterize edilebilir:
Kabine savaşı terimi ve tanımı da eleştiriliyor ve hüsnükuruntu olarak anılıyor. Bu nedenle, kabine savaşları sırasında bile, bir savaş her zaman bir bütün olarak toplumu etkileyen ve bazen sivil nüfusu ciddi şekilde etkileyen bir olaydı. Çiftçiler, birçok köyün varlığına mal olsa da askerler için yiyecek ve barınak sağlamak zorunda kaldı ve kadınlar tecavüzüne uğradı.[5] Kavramsal tarihTerim, savaş kararları alan kabine hükûmetlerine atıfta bulunur ve ondan önce gelen Din Savaşlar ve ardından gelen devrimci Halk Savaşları ile çelişen bir yapısı vardır. Bu dönemde savaşlar "ticariliği" ile ön plandaydı. Kabine savaşı daha geniş bir anlamda kullanıldığında, kastedilen bu özellikler halkın katılımının olmamasıdır. Tanımlamanın kökeni, bu dönemin, Mutlakiyetçilik ve Aydınlanma Çağı'ndaki savaşların çoğunun, yöneticiler ve onların kabinedeki danışmanları tarafından görünüşte rasyonel ve ağırlıklı kararlara dayanması gerçeğinde yatmaktadır. Otuz Yıl Savaşları dini anlaşmazlıklar nedeniyle patlak vermiş ve nihayetinde vahşi yağma ve yağmacı orduların damgasını vurmuş olsa da, 18. yüzyılın savaşları çoğunlukla daha sınırlı ve hedefliydi. Bununla birlikte, Michael Salewski, savaşların gerçekte yerelleştirildiği ve "kapatıldığı" durumlarda, bunun aydınlanmış-mutlakiyetçi ideallerden (örneğin, Büyük Frederick veya Voltaire tarafından teorik ve felsefi incelemelerde sunulduğu gibi) daha çok savaşan tarafların kaynak eksikliğinden kaynaklandığını belirtmiştir.[6] Dini ve modern savaşlara farklılaşmaKabine savaşları yalnızca sınırlı hedefler için yürütülüyordu ve rakibin temel var olma hakkı (yine, din savaşlarının aksine) artık tartışılmıyordu. İlgili egemen için avantajlar vadetmesi durumda düşmanlar arasında ittifaklar kurulabiliyordu. 19. ve 20. yüzyılların sözde halk veya ulusal savaşlarını sıklıkla karakterize ettikleri gibi, halklar arasındaki iddia edilen kalıtsal düşmanlıklar, kabine savaşları çağıyla ilgili değildi. “Kabine savaşı” fikrine en çok uyuyan savaş ise Bavyera Veraset Savaşıdır (1778-1779).[7][8] Avrupa'da 1650 ile 1792 arasındaki diğer savaşlar, tanımaa kısmen uymasına rağmen, kabine savaşlarına dahil edilmiştir:
Fransız Devrimi'ni takip eden Fransız Devrim Savaşları ve Napolyon Savaşları ve diğer kurtuluş savaşları, kabine savaşlarına zıttır. Artık sadece kabine kararları temelinde yürütülmüyorlar; Prusya veya Avusturya gibi otokratik yönetimle yönetilmeye devam eden devletlerde bile, halkın iradesi belirleyici bir özellik olarak ortaya çıktı 19. yüzyılda ise yine kabine savaşları olarak nitelendirilebilecek savaşlar patlak verdi:
Aynı dönemde, Kasım Ayaklanması (Lehlerin Ruslara karşı ayaklanması) 1848'de Prusya yönetimine karşı Büyük Polonya ayaklanması, Schleswig-Holstein Ayaklanması (1848–51), İtalyan Bağımsızlık Savaşları (1859 ve 1866) veya Amerikan İç Savaşı (1861–65) gibi (en azından bir tarafta) büyük ölçüde halk tarafından desteklendikleri için kabine savaşlarına tamamen zıt olan savaşlar da vardı. 1870 Fransa-Prusya Savaşı, Helmut von Moltke tarafından hâlâ bir "kabine savaşı" olarak planlanıyordu, ancak savaş farklı yöne evrildi. Kaynakça
Information related to Kabine savaşları |